FETHİYE, ÜZÜMLÜ’DE HAFTASONU EVİ

Mimari Tasarım Dr. Y. Mimar Özgür EDİZ * (M.S.Ü.)

Sayısal Modelleme Murat Yüksel, Serhan Güler (U.Ü.)

Günümüz turizm anlayışı, artık deniz, kum, güneş üçlüsü dışında şekil değiştirmeye başlamıştır. Özellikle Fethiye çevresinde yer alan Toros dağları ve etekleri bu anlayış ile birlikte deniz turizminin bir alternatifi olarak karşımıza çıkmaktadır. Fethiye – Üzümlü yerleşmesi, en yakın deniz olan Ölüdeniz’e 15 dakika uzaklıkta olup, özellikle yaz aylarında oluşan sıcaklık farklarının getirdiği avantaj ile yeni bir çekim alanı olmuştur. İnsanlar artık Torosların “serin” eteklerinde gecelerken, gündüzleri ise çok yakın olan “sıcak” denizlere ulaşabilmektedirler.

Bu değişim ile birlikte, yazları “sıcak ve bunaltıcı” olan sahillerden hafta sonları için “serin ve ferah” olan Toroslar’a gitmek, aslında geçmişte hep yapılagelen yaylalara göçü hatırlatır. Bu bağlamda, 2004 yılında Üzümlü yakınlarındaki ormanlık alanda bir “hafta sonu evi” tasarlanmıştır.

Söz konusu alan, kışın karlarla kaplı, yazın ise serin orman esintilerinin hüküm sürdüğü bir alandır. Gündüzleri yaz aylarının bunaltıcı sıcaklığını bu alanda hissetmek mümkün olmazken, geceleri ise serin geçmektedir. Kuzeyden esen sert rüzgarı tutan bir duvara ihtiyaç duyularak geliştirilen tasarım, dört ana mekandan oluşur:

Teras Yaşama mekanı ile ilişkili olarak kurgulanmıştır. Gerektiğinde (kış aylarında) kapanabileceği ve kış bahçesi olarak değerlendirilebileceği öngörülmüştür.

Yaşama Mekanı Teras ve mutfak nişi ile ilişkilidir. Duvara yaslanır, güney cephesi tamamen şeffaftır, manzarayı izler.

Uyuma Mekanı Yatak odası değildir. Çünkü tasarımda oda kavramı yoktur. Mutfak ile yanyana olan banyonun yanında yer alır. Güneye, manzaraya bakar.

Garaj Üzeri tüm yapıyı örten saçakla örtülüdür. Bu da araçların park ettiği alanı tarif eder.

Tüm yapı, çizgisel bir duvara yaslanan mekanlardan oluşur. Söz konusu duvar soğuk rüzgarları keser. Böylece tüm mekanlar şeffaf olarak tasarlanan yüzeyleri ile güneye ve orman manzarasına bakarlar. Yanyana dizilen mekanlar, (6 x 6) çelik konstrüksiyon olarak tasarlanmış, tüm şeffaf yüzeylerin ise kayar şekilde açılan doğramalardan oluşması öngörülmüştür. Yapının zeminini oluşturan ve alt kabuk olarak tanımlanan döşeme ise, yerden 60cm yukarıda tasarlanarak doğadan koparılmıştır. Bunun sonucunda, doğal klimadan faydalanılarak yapının serinletilmesi amaçlanmıştır.

Hafta sonlarında kullanılması planlanan konutun tamamen basit bir kurguya sahip olması düşünülmüştür. Mekanlar minimize edilerek çok amaçlı kullanıma yanıt veren ve birbirleriyle gerektiğinde bütünleşecek şekilde, esnek olarak tasarlanmıştır.

* Uludağ Üniversitesi, Mühendislik – Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi.